26 Temmuz 2019 Cuma

IŞIK DOĞUDAN YÜKSELİR


“Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!” diyor tepeden tırnağa iman ve dava adamı Mehmet Âkif, tükürdük şükür. Şimdi sıra beyitin ikinci mısraı olan maddede: “Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!” Onu da yapacağız inşallah, unutacağız veya sineye gömeceğiz sanmasınlar. Biz vicdanlarımızda çoktan mahkûm etmiştik zaten. Zira bir önceki yazımda da değindiğim gibi günahları, hainlikleri, “ıslah edici-barışçı” maskesiyle yeryüzünü ifsad etmeleri  o kadar birikti ki.. Şimdi sıra bu darbe girişimine alkış tutanların yüzlerine tükürüp onlardan yüz çevirmeye geldi. Fiilen bunu hayata geçirme zamanı. Yüz çevirme deyince aklıma gah Âkif’e gah üstad Necip Fazıl’a nispet edilerek anlatılan bir anekdot geldi. Dünya ve ukba görüşleri zıt olan bu yüzden yıldızlarının barışmadığı –isim vermeyeyim-dönemin meşhur muharrirlerinden biri, bir ortamda  üstad ile karşılaşmış. Üstadın sakal bıraktığını görünce  takılmak istemiş ve alaylı bir üslupla şöyle demiş:
– Aaaa!!!… Azizim, maymuna dönmüşsün.
Kelimelerin anlam inceliklerine vakıf olan üstad, hiç istifini bozmadan, karşısında duran zata sırtını dönerek: “O zaman duvara döneyim, bari.” demiş.
Yıllardır hatta asırlardır bizi tabiri caizse adam yerine koymayan, bizi barbar, gayrımedeni olarak gören, her daim vesayetçi, mağrur ve kibirli bir edayla tepeden bakarak tahkir eden, hakkımızda iyi niyetleri hiçbir vakit vaki olmamış olan Batı’dan yüz çevirmenin vakti zamanı gelmedi mi diye düşünmüyor değilim. Zira ne demiş şiirin devamında üstad : “Tükürün Ehl-i Salîb'in(1) o hayâsız yüzüne! Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!” 
Bizim Batılılaşma serüvenimiz yaklaşık iki yüz yıllık bir geçmiş dayanıyor. Yani iki yüz yıldır vechimizi onlara dönmüş, onlar gibi olmaya, yaşamaya, onların değerlerini hayatımıza geçirmeye çalışmışız. Peki, onların gözünde, bilinçaltında ve üstünde makes bulan Türk imajı nedir?  Biz kendimizi Avrupalı bir ülke olarak görüyor, 50 yıldır birliklerine girmeye çalışıyoruz. (Bence bizi futboldan başka hiçbir liglerine, birliklerine almayacaklar.) Peki ya Türk deyince Batılıların akıllarına ne geliyor? Kültürel anlamda Türk hamamı, Türk lokumu, Türk kahvesi, kebap, tavla ve bir de İngilizcede deyimleşmiş olan “Türk gibi sigara içmek”..  Bizi biz yapan değerler, olgular bunlardan mı ibaret?
Tarihî olarak bilinçlerinin backgrounduna kazınmış olan ve dünden bugüne bize karşı tutumlarını tayin eden olaylar neler?
1.  Gotlar(Vizigot, Ostrogotlar-İsveçlilerin ataları), Anglo Saksonlar (İngilizlerin ataları), Vandallar(2), Alamanlar (Almanların, Avusturyalıların ataları) ve Franklar(Fransızların ataları) gibi Cermen(3) kavimlerinin Avrupa’ya göçlerine sebep olan Büyük Hun Hükümdarı Attila,
2.  1071 Malazgirt zaferiyle beraber ataları saydıkları Latin, Rum, Yunanlara karşı ve Haçlı seferlerine(4) karşı büyük fetihler gerçekleştirmiş, büyük zaferler kazanmış Selçuklu devletleri,
3.  1453 İstanbul’un fethiyle tarihte kurdukları en büyük imparatorluğa (Roma imparatorluğuna) son veren büyük sultan Fatih Sultan Mehmed Han,
4. 1529’da onların tabiriyle Muhteşem Süleyman’ın ve 1683 yılında Sultan IV. Mehmet’in Avrupa’nın içlerine kadar girerek Viyana’yı kuşatmaları,
5.  Ulu sultan II. Abdulhamit Han’ın arz-ı mevudun ilk adımını atmak isteyen Yahudilere Filistin topraklarını satmayışı,
6.  Son olarak İngiliz ve Fransızlar arasında yapılan Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki ve Anadolu’daki topraklarının paylaşılmasını öngören  Sykes-Picot Anlaşmasına, Sevr ‘e karşı; Yunanlıların Megalo İdeasına (5) karşı verilen Gazi Mustafa Kemal önderliğindeki büyük İstiklal Harbimizde hezimete uğrayışları, onların tabiriyle Küçük Asya Felaketi.
Bütün bu tarihî gerçeklerden ötürü zihinlerine kodlanmış,  ilmek ilmek işlenmiş bir Türk husumeti..  Almanya’da da ikamet eden bir tanıdık, bazı Almanların hala çocuklarını Türkler geliyor diye korkuttuklarını söylemişti geçenlerde. İngiltere’ye bir proje sebebiyle giden bir dostum da Londra’da binlerce insanın sığacağı dev bir katedrali ziyaret etmişler. Büyüklüğünün sebebini sormuşlar, ne derlerse beğenirsiniz, Viyana kuşatması sırasında Türklerin Britanya’ya kadar gelme ihtimaline karşı yapılmış o katedral..
Halâ içlerinde böyle bir korku olsa gerek bizi elli yıldır Avrupa Birliğinin kapısında oyalıyorlar.. Son günlerde içlerinden bazıları her zamanki pişkinlikleriyle açık açık birliğe kabul edilemeyeceğimizi, bize özel bir statü verilmesi gerektiğini falan söylüyor.. Sevsinler özel statünüzü. Halâ korkuyorlar 80 milyona yaklaşan nüfusumuzla, 600 bin kişilik ordumuzla ve artık sadece vasıfsız olmayan nitelikli insan gücümüzle Avrupa Birliğine girersek tüm Avrupa’yı fethedeceğimizden. Onlar için en iyi Türk fabrikalarında beden gücüne dayalı işlerde çalıştıracakları Türk’tür. Bu yüzden almamak için bir sürü bahane.. Kendilerinden olana “ehlen ve sehlen”, bize gelince  'yerim dar', yer açınca 'yenim dar' …
Bir vize serbestiyeti için bile 72 maddelik bir önkoşul silsilesi sundular.. Ve kendi aralarında bile uzlaşılmış olmayan bir terör yasası dayatmaları da cabası.. Niyetinizin hüsni olmadığını, sui olduğunu terör örgütlerine (özellikle Almanya, Belçika) aşikarane verdiğiniz destekle açık net gösterdiniz ki.. Kopenhag, Maastricht kriterleriymiş.. Biz artık çok iyi biliyoruz ki biz ya tam seküler (ladinî) ya da Hristiyan olmadıktan sonra bizi kabul etmeyeceksiniz. Bunun için de çok mücadele ettiğinizi biliyorum özellikle otokolonizasyon yoluyla.. Ama olmadı, olmayacak çünkü bu milletin ekserisi halâ diyor ki “Elhamdulillah Müslümanız. Radîna billahi Rabba ve bil İslami dina ve bi Muhammedin nebiyyan ve resula” (6) İşte bundan dolayı bu millet, sizin yalan sözlerinize inanmayacak, riyakar yüzünüze bakmayacak artık.. Hele de son darbe girişiminin akabinde gösterdiğiniz tavırlardan sonra..  
Artık Yenikapı ruhuyla yeni denizlere yelken açmanın vakti gelmiştir.. “Bu lânet çemberinden nasıl kurtulacağız? Gerçeği görmek, hatayı sonuna kadar yaşamakla mümkün.  Spinoza kırk dört yaşında ölmüş, Nietzsche kırk dört yaşında delirmiş. Ben yolumu kırk dört yaşından sonra buldum.” diyen ruhu pürnur üstad Cemil Meriç’in  kırk dört yaşından sonra bulduğu o muhkem hakikat: Işık Doğu’dan yükselir.
Dipnotlar:
1. Ehl-i Salib : Haçlılar, Hıristiyanlar. İslam memleketlerine hücum edip, yakıp yıkan, insanları öldüren mutaassıp Hıristiyan milletler topluluğu. Arapça Sâlib kelimesi "haç" (istavroz, çarmıh) demektir.
2. Avrupalıların atalarından en vahşi olanları. Kartaca’nın, Roma'nın Vandallar tarafından yağmalanmasına atfen, sebepsiz yere zarar verme eylemine Vandalizm denmeye başlamıştır. Vandalların tarihten silinmiş olduğu söyleniyor ama bence günümüzde Avrupa’daki holiganların ataları bunlar J
3. BritanyalılarDanimarkalılarHollandalılar ve İskandinavlar da Cermenik kavimlerdendir.
4. I.  Haçlı Seferinde 1096 yılında Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan I. Kılıç Arslan, 600 bin kişilik dev ordu karşısında baskın savaşları düzenleyerek Haçlılara büyük kayıplar verdirdi. II. Haçlı Seferinde 1147’de Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesut karşısında başarısız oldular.
5. Megalo İdea ("Büyük Fikir"): Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alarak, Bizans İmparatorluğu’na son verdiği günden beri yürürlükte olan bir Yunan ülküsüdür. Bizans İmparatorluğu’nu bir Helen İmparatorluğu olarak kabul eden Yunan milliyetçileri, Megali İdea adını verdikleri büyük ülküleri ile eskiden Bizansa ait olan tüm toprakları yeniden elde ederek,Konstantinopolis (İstanbul) başkent olmak üzere, büyük Helen İmparatorluğu'nu yeniden kurmayı hayal etmektedirler.
6. Rabb olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, nebi ve resul olarak Muhammed (SAV)’den razıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.